Gün Kurusu

 

1969 yazı çetin geçiyordu. Dünya topraklarına hippiler yeni yeni düşüyordu ve Malatya'da hippi olmak müstesnaydı.

              Askerlik yaşım gelmişti ve Vietnam'a gitmek istemiyordum. Benim gibi savaş karşıtı insanların bir araya geldiği Woodstock'a gittim. Orada yakından gördüğüm ''Peace'' atmosferinin de etkisiyle dünya turu yapmaya karar verdim. Önceki yıl Londra'da tanıştığım Ceylan Lemongarden ismindeki yaman Anadolu genci beni Türkiye'ye (özellikle de Malatya'ya) davet etmişti. İstanbul'u  biliyordum ama Malatya'yı ilk kez duyuyordum ve tanıştığım tüm Türkler muhakkak orayı görmem gerektiğinden bahsediyorlardı. 

İlk uçakla İstanbul'a gittim. Birkaç gün Yeşilköy havaalanına yakın bir otelde konakladım, ardından herkesin övgüyle bahsettiği Malatya'nın yolunu tuttum. Şehre iner inmez karşılaştığım manzara büyüleyiciydi. İnsanlar kayısı bulutları üzerinde şen kahkahalarla sohbet ediyorlar, cevizli sucuk dedikleri halüsinatif yiyeceklerden yiyorlardı. Herkes sevgiyle birbirini kucaklıyor, çiçek çocuklar esnafla iç içe ‘’halay’’ adını verdikleri yöresel bir dansı sergiliyorlardı. Dünyada böyle bir yer daha yoktu. Malatya adeta çölde bir vaha gibiydi. Neden herkesin burayı övmeden duramadığını anlamıştım. 


Ertesi gün Martin olan ismimi Gün Kurusu olarak değiştirdim. Ve süratle cevizli sucuk işine girdim...


Bu blogdaki popüler yayınlar

Tabula Rasa Modu

Yüce Jupos ve An